X
Şubat 2022 Kova Burcunda Yeniay

1 Şubat 2022 saat 8:45 12⁰ Kova Burcunda Yeniay Fazı gerçekleşiyor. Kova Burcundaki Yeniay evrenselliği, geleceğe yönelik hayalleri, toplumsal konuları ve şimdiye kadar düşünülmemiş projelere başlayabilmeyi mümkün kılıyor. Bu dönemde idealist ve özgün yaklaşımların tohumlarını atabiliriz. Aynı zamanda bireysellik Kova için önemliyken, kişisel istekleri daha büyük bir amaç için kullanma ihtiyacı ön plana çıkıyor. Bu etki bir taraftan da gerçeklerden uzaklaşmaya ve idealizmin abartılmasına neden olabilir. Bu sebeple her birimiz Ütopya hayallerine dalabilir ve aşırı idealist bir alana odaklanabiliriz.

Yeniay’ın Kova Burcundaki Satürn’le birleşip Uranüs’e yaptığı zorlayıcı açı sanki 2021’de bizi zorlayan tüm konuların mini bir özetini çıkartıyor. Satürn/Uranüs karesi pek çok kırılma ve açılmaya vesile olan etkiydi. Satürn ve Uranüs 2021 boyunca 3 kere birbirini test etti. 17 Şubat – 15 Haziran – 24 Aralık 2021’de bu iki gezegenin birbirini zorlaması tüm yıla damgasını vuran bir etkileşimdi. Şimdi artık Satürn ve Uranüs birbirinden uzaklaşırken, bu Yeniay’ın derece olarak Satürn üzerinden Uranüs’ün sert açısı 2021’in mini bir özeti niteliğinde olacaktır. Sabit nitelikteki burçların (Boğa, Aslan, Akrep, Kova) 6⁰ – 14⁰ arasında kişisel gezegenleri (Güneş, Ay, Merkür, Venüs, Mars, yükselen burç) olan kişiler bu etkiyi çok daha kişisel düzeyde hissedebilir.

Hava ve Toprak Elementi yoğunluğu olan Yeniay haritası, soyut ve kuramsal olan arasındaki etkileşimi göstermekte… Bu etkiyi olumlu olarak kullanabildiğimizde soyut kavramları uygulanabilir bir zemine taşımış oluruz. Çünkü düşünce ve teorilerimizi temellendirebiliriz. Bu etkiyi olumlu olarak kullanamadığımızda ise, zorlandığımız nokta fikir ve teorilerimizin uygulanamayacak nitelikte oluşu olacaktır. Çok güzel fikir ve hayallerimiz olabilir; fakat onları gerçekleştirmeyi sağlayacak yolu bilmeyebiliriz. Bunun için yeterli donanım ve teknoloji henüz mevcut olmayabilir.

Kişisel alanda ise bu ay “Utopik ben”le yüzleşme gereği gerekiyor. Yani ideal olarak tasarlanmış toplumun içindeki ideal birey… Çünkü ne de olsa toplumu oluşturan her bir birey toplumun toplum olmasına katkı sağlar. Ben olarak idealize ettiğimiz kavramın aslında gerçek dünyayla başa çıkmakta zorlanması, maddi ve fizik dünya ile yaşadığı problemler bazen çözülemez gibi görünebilir. Bazı konulardaki fikirlerimiz aslında sadece zihnimizde ve öğrenilmiş, fakat aslında temel dünya ihtiyaçlarımıza hizmet etmeyen nitelikte olabilir.

Bir taraftan ait olmak isterken, diğer taraftan özgürleşme sevdasında olabiliriz. Buradaki ikilem sadece bu değil, çünkü kişi birinden birini seçmekte o kadar da zorlanmaz aslında… Buradaki asıl zorluk kişinin özgürlük isteyip bu özgürlüğün içinde aidiyeti saklamaya çalışmak istemesidir. Yahut aidiyet içinde tutunurken bir taraftan özgürleşme hissini yaşamak istemesidir.

İşte bu Kova’nın ezelden beri gelen içsel ikilemidir. Klasik Kova nitelik olarak grup ve toplumu, toplulukları temsil eder, fakat aynı zamanda sistemi yıkmak isteyen, başkaldıran ve düzeni bozandır. Düzeni bozar, yıkar, kırar ve sonra ideal sistemi kurmak ister ama bunu yaparken dahil olduğu gruptan dışlanır. Bu da ilkel beyin için ölüm demektir.

Bülbülü Altın Kafese Koymuşlar Ah Vatanım Demiş

Burada aslında klasik anlamda kuşun altın kafesten çıkıp vatanına uçması problemiyle uğraşmıyoruz. Buradaki asıl konu: “Kuş kafesle uçabilir mi?” ya da “Kafesi vatanı haline getirebilir mi?”

Yani içinde sıkıştığımız durumu bir tutsaklık hali olarak algılamadan, kendi seçimimiz olarak ait olduğumuz yerde rahat eder ve anda yaşayabilirsek sıkışıklık halinden özgürleşiriz. Diğer seçenek ise, arzu nesnesi olarak bizi tutan altın kafesten uçup gittiğimizde, bir şeyleri geride bırakma seçimi yapmadığımızı, yani tepkimeyle değil de olmamız gereken doğamızla buluştuğumuzu fark edebilirsek bağımsızlık gerçek bir özgürlük olur. Aidiyet ise özgürlüğü destekleyen bir unsur…