18 Eylül’de 25 derece Balık Burcunda Dolunay ve Ay Tutulması gerçekleşiyor.

Balık Burcunda, Neptün’le çok yakın birleşimi olan bu Dolunay nerelerde yanılgıya düştüğümüzü bize gösterilecektir. Yani  olanı görmek ve kabul edebilmekle sınanabiliriz. Kontrolü bırakıp olasılıklara açık olabilecek miyiz?

Gerçeklerle yüzleşmeye hazır mıyız yoksa kendimizi kandırmayı ve uyuşturmayı mı tercih ediyoruz? 3 Maymunu oynamaya devam mı?

Balık Burcu ve Neptün sembolü yanılgıları, gerçekle gerçek olmayanı, hayal alemini ve aynı zamanda rüyaları sembolize eder. Bununla birlikte madalyonun öteki tarafında sınırları, limitleri aşarak tanrısal olana ulaşmayı ve muazzam bir yaratım gücünü gösterir. 

Başak dönemi ise, hasat dönemidir. Çalışmak, çabalamak, daha önceki çalışmalarımızın karşılığını almak, detaylar üzerine giderek mükemmelleşme çabasını gösterir. Yani hiç bir boşluğa yer vermeden sürekli olarak hareket halinde olmak, çabalamak, fayda sağlamaya uğraşmak; kısacası uğraşıp durmak hep Başak’ın sembolünde vardır. 

Bunun yanı sıra boşlukta kalabilmek zihin için hiç de kolay olmayan bir durum. Çünkü zihnimizin doğası sürekli olarak geçmişi ya da geleceği düşünmek üzere kurgulanmıştır. Dolayısıyla “an” dediğimiz boşlukta kalabilmek meditasyon pratiği yapan kişiler için bile kolay olmayabilir.

Dolayısıyla bu Dolunay’ı ve Tutulma dönemini zihnimizin doğasını incelemek için bir fırsat olarak görebiliriz. Kendimize şu soruları sorabiliriz: 

“Neyi hissetmemek icin sürekli olarak kendimi meşgul tutuyorum?”

“Sürekli aktif ve hareket halinde olarak, birilerine faydalı olmaya çalışırken hangi suçluluk duygumu bastırmaya çalışıyorum?”

Şimdi derinleşme ve derindeki bazı şeyleri fark etme – duyma zamanı! Kendimizi meşgul tutmadan, hayatın içinde alanlar açabildikçe ve sessiz kaldıkça içeride olanları daha rahat bir şekilde duyabiliriz.