AŞKIN ANATOMİSİ ♥ I
Kişi ihtiyacı olan şeyi bütün dünyayı dolaşarak arar ve aradığını eve döndüğünde bulur.
– George Moore
George Moore’un anlatmak istediği gibi, ihtiyaçlarımızın tümünü içimize döndüğümüzde karşılayacak kaynaklara sahibiz, fakat pek azımız bunun farkındayız. İnsanların çoğu mutluluğu dış dünyada, başkalarında arar. Mutluluğun ve tatminin hep dışarıdan geleceğine inanılır. Çoğu zaman, mutluluğumuzu ve mutsuzluğumuzu başka insanlara bağlarız. Sevgi ihtiyacımız ise ancak başkalarıyla girdiğimiz ilişkiler sayesinde sağlanmış olur. Bu aslında doğal bir fenomendir. İnsanoğlunun sevgi ihtiyacı güdüseldir ve sevgi olmadan insanoğlu hayatına devam edemez. Herkes sevmeye ve sevilmeye ihtiyaç duyar. Sadece Tanrı tek ve birdir.
Hayat boyu deneyimlediğimiz pek çok sevgi türü vardır. Anne/baba sevgisi, kardeş sevgisi, arkadaş sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi… Ama insanları en fazla düşündüren ve uğraştıran karşı cinse duyulan sevgidir. Yazarlar, şairler, filozoflar ve hatta bilim adamları hep bu sevgiyi anlamaya, hep bu sevgiyi çözmeye çalışmışlardır. Biz insanlar da hayat boyu diğer yarımızı, ruh eşimizi, ikiz ruhumuzu arar dururuz. Bizi tamamlayacak sevgiyi ararken onu dışarıda, başkalarında ve çoğu zaman da karşı cinste ararız doğal olarak. Fakat aslında farkında olmadan aradığımız kişi kendimizdir. Dolayısıyla kendimizi yeterince sevmedikçe hiç bir zaman mutlu bir beraberlik kuramayız.
İlişkiler bizim aynamızdır ve belli bir dönem içinde neye ihtiyacımız varsa karşımıza o karakterde kişiler çıkacaktır. Eğer ilişkilerde hep aynı hataları yapıyorsak durup kendimize sormalıyız: “Bendeki sorun ne?” İlişkilerde tıkanan noktalarda karşımızdaki kişileri suçlamak sadece kendimizden bir kaçıştır ve sonuç olarak da bize hiçbir şey katmaz.
Astrolojide ilişkileri sembolize eden alanlardan biri de doğum haritamızdaki 7.evimizdir. Bu yükselen burcumuzun karşısında yer alan, alçalan burç olarak da tabir edilen evdir. 7.evin astrolojideki en bilinen tanımı ‘Evlilik evidir’. Ortaklıkları, yakın ilişkileri ve evliliği gösterir. Klasik astrolojide ise 7.ev ‘Açık düşmanlar’ evi olarak da bilinir. Yani açık açık bize karşı duran, bizim aleyhimize çalışan kişileri gösterir. Belki de bu yüzden ilişkilerde ve evlilikte karşımızdaki kişiyle zıtlaşmalar yaşarız. Aşkın nefrete dönüşmesi çok sık rastlanan bir durumdur.
1.ev ‘Ben’i gösterirken, 7. ev de ‘Sen’i gösterir. 7.ev karşımızdaki kişidir ve bu evdeki burç ve gezegenler, aslında kendi bünyemizde barındırdığımız fakat bir türlü kabul edemediğimiz, sahiplenemediğimiz yanımızdır. Bu sebeple eş olarak, bu özelliğe sahip kişileri hayatımıza çekeriz. Eşimizde, kendi içimizde bulmayı arzuladığımız şeyi ararız. Kendimizde olan ama kabul edemediğimiz ya da göstermeye cesaret edemediğimiz yönümüzü ortaya koyan kişiliklerle kendimizi bütün ve mükemmel olarak hissederiz. Fakat unutmamamız gereken bir şey vardır ki kendimizi sevmeden karşımızdaki kişiyi tam anlamıyla sevmemiz mümkün olmaz. Kendimizi ne oranda kabul edersek ve ne kadar seversek, karşımızdaki kişiye de o kadar çok şey verebiliriz.
BİLİMSEL AŞK
Bilim adamları da aşkla ilgili incelemeler yapmışlar ve ilginç sonuçlar elde etmişler. Aşkın 5 duyuyla olan ilişkisini fark ederek araştırmalarını bu alanda derinleştirmişler. Philadelphia’daki Monell Kimyasal duyular merkezinde araştırmalar yapan nöroloji uzmanı Doktor Charles Wysocki, farkında bile olmadan bazı kokuların aşık olma mekanizmasını tetiklediğini görmüş. Daha sonra İsviçre’de yapılan tıbbi bir deneyde, kadınlardan, farklı erkekler tarafından 2 gün giyilmiş ve yıkanmamış tişörtleri koklamaları istenmiş. Notlar “Kesinlikle itici” den “İnanılmaz seksi” ye kadar değişen bir yelpaze içinde yer almaktaymış. Sonuçlar, kadınların kendi genetik karşıtlıklarına yöneldiklerini göstermiş. Bu noktada tekrar astrolojiye dönecek olursak, 1.ev ‘ben’i ve ‘benim bedenimi’ gösterirken 7.evde bunun karşısındaki ‘sen’i ve buradaki tabiriyle 1.evin genetik karşılığını gösterecektir.
KORKULAR VE AŞK
Psikiyatr ve Osho terapistlerinden Krishnananda (Dr. Thomas Trobe), İlişkilerin ABC’si adlı kitabında içsel korkularımızın ilişkilerimizi nasıl etkilediğinden bahsediyor. Korkularımızdan kaçtıkça ilişkilere yöneliyoruz, fakat işte tam bu nedenle de karşı cins bizim en büyük düşmanımız haline geliveriyor. Krishnananda kitabında şöyle açıklıyor;
“Biz, ‘aşk’ı bularak kendimizden kaçmak üzere şartlandırıldık. Hayattaki en büyük yanılgılardan birisi, bizi ve yaşantımızı çok mutlu kılacak bir başka kişiyi bulma beklentimizdir. Bu ‘aşk’ arayışları ve dramlarının aslında büyük ölçüde bir kendimizden kaçış olduğunun pek az farkına varırız…”
Ve devam ediyor;
“Korkumuzla yüzleşip onu alt etme çalışmasına girişmeden, aşkı bulup korumamız imkansızdır.”
Gerçek aşkı korkularımızı kabul ettiğimizde bulabiliriz. Diğer türlü korkularımızdan (ve kendimizden) kaçarken tam da kaçtığımız şeyin içine gireriz. İkisi arasındaki fark ise enerjinin olumlu ve olumsuz kullanımıdır. 7.evimiz ‘Açık düşmanları’ gösterirken astrolojideki sembolizm korkularımızı çok güzel anlatır. M.Ö. 6.yy’da yaşamış ünlü Çin generali ve filozof Sun Tzu’nun dediği gibi; ‘Dostlarını yakın, düşmanlarını daha yakın tut’ belki de sevgi söz konusu olunca da doğrudur.
İçimizdeki korkuyu sembolize eden kişi haritamızda 7.evde yer alan gezegen(ler) sayesinde açığa çıkmaktadır. Kendimizde kabul edemediğimiz karakteristiklerimizi karşı cinse yansıtarak eksikliklerimizi bir başkası sayesinde tamamlamak istemek çok daha kolaydır. “Bu özellik bende yok, ama sende var, ne güzel!” aslında kendimizin sahip olduğu ama kabul edemediğimiz, korktuğumuz için kendi içimizde yüzleşemediğimiz yönümüzdür. Ancak başkalarına giderek kendimizde bulduğumuz, karşı tarafın bize ayna vazifesi yaptığı özelliklerdir.
Kendimizde Kabul Edemediğimiz ve Kaçtığımız Yanlarımız Neler?
GÜNEŞ 7. EVDE
KENDİNİ İLİŞKİLERDE PAYLAŞABİLMEK
Güneş’in haritadaki konumu, kişinin kimliğini nerede ifade ettiğini, nerede parladığını, gücünü nerede gösterdiğini ve egosunu hangi alanda tatmin ettiğini gösterir. Doğum haritasında 7.eve düşen bir Güneş, kişinin kendini ilişkileri vasıtasıyla tanımladığını gösterecektir. Haritasında bu konuma sahip kişi ilişkilerine çok önem verir. Böyle biri için karşı taraf aşırı önemlidir. Böyle biri kendini ifade etmek için başkalarına, herkesten daha fazla ihtiyaç duyar. Başkaları onun için gerçek bir ayna görevi görür. Kendi kimliğini yakın ilişkiler içinde bulunduğu kişiler sayesinde deneyimler ve tanımlayabilir. Güneş’in bulunduğu burca ve açılarına da bağlı olarak, kendinden vazgeçerek karşısındaki kişi için yaşamayı bile seçebilir. Güneş bizim yaşam enerjimizdir. 7. ev ‘sen’i gösterirken, kişinin yaşam enerjisi tamamen eşine odaklanacaktır. 7.ev kendimizde kabul edemediğimiz yönümüzdür, bu sebeple bu konuma sahip kişi kendi kimliğini tek başına kabullenmekte zorlanır. Bunun için bir eşe ihtiyaç duyar. Güneş’i 7.evde olan biri “Ben nasıl biriyim?” sorusunun cevabını eşi sayesinde bulup ortaya çıkarabilir. Aynı zamanda bu yerleşime sahip kişi, ilişkileri vasıtasıyla kendi gücünü kazanabilmeyi öğrenecektir.
Özellikle Güneş güçlü konumdaysa, kişi güçlü karakterli, egosu yüksek kişilere çekim duyacaktır. Bunun kötü tarafı, kişinin eşinin gölgesinde yaşamayı tercih etmesi olacaktır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi Güneş’in 7.evde oluşu, kişinin egosunu sahiplenmek istememesine ve çoğu zaman başkaları için, özellikle de eşi için yaşamayı tercih etmesine neden olabilir. Egosu güçlü ve kontrol etmeyi seven biri için Güneş’i 7.evde olan kişi ideal eş olur, çünkü hem ona hayrandır hem de kendini ona teslim etmiş durumdadır. Bu konumun en belirgin tanımında Aslan Burcu bir eş gelir. Aslan’ın yönetici gezegeni Güneş’tir ve doğal olarak Güneş’i 7.evdeki kişi, Aslan Burcu birine çekim duyacaktır. Tabii bu her Güneş’i 7.evde olan kişinin Aslan Burcu biriyle evleneceği anlamına gelmez, fakat diğer etkileri bir tarafa bırakacak olursak, egosunu ilişkileri sayesinde besleyen ve kendini kabul etmekte zorlanan biri, güçlü karakterli ve kendisiyle ilgilenmekten zevk alan bir kişiye hayran kalacaktır.
Bir kadının haritasında Güneş, kendisi için ideal olan erkek figürünü sembolize eder. Dolayısıyla Güneş’i 7.evde olan bir kadının haritasına baktığımızda onun nasıl bir eşi olacağını açık açık görebiliriz. Bu yorumlamayı yaparken Güneş’in burcu kadar hangi gezegenlerle açı yaptığı da önemlidir.
Güneş, doğum haritasında aynı zamanda babayı da sembolize eder. Bu sebeple bu konum, babanın kişinin hayatında çok önemli bir yerde olduğunu vurgular. Kişi bilinçli ya da bilinçsiz, ilişkilerde ya baba rolü oynar ya da ona babası rolünü oynayacak kişilere yönelebilir.
AY 7. EVDE
EŞİNİ BIRAKMANIN ZORLUĞU
Ay haritadaki en önemli öğelerden biridir. Güneş nasıl eril ilkeyi gösteriyorsa, Ay da haritadaki dişi ilkeyi gösterir. Duyguları, bilinçaltını, anneyi ve aileyi, genetik köklerimizi, doğumu, beslenmeyi, geçmişi ve alışkanlıkları sembolize eder.
Bir erkeğin haritasında Ay aynı zamanda onun için duygusal anlamdaki ideal kadın figürünü gösterir. Hem kadın için hem de erkek için 7.evdeki Ay, annenin kişinin hayatında çok önemli bir yeri olduğunu vurgular. Kişi annesini rol modeli olarak alabilir ve hayatında çok önemli bir yere koyar. Hep onun özelliklerine sahip bir eş arayabilir. Tabi kişinin anne figürüyle ne oranda barışık olduğu Ay’ın bulunduğu burca ve açılarına göre değişecektir. 7.ev kendi içimizde olan fakat kabul edemediğimiz yönümüzü gösterdiği için, bu konuma sahip bir kişi kendini koruma, gözetme ve dişi yönünü bastırarak her zaman ona bunu sağlayacak eşlere çekim duyar. Haritada Ay’ı kısıtlayan bir etki yoksa kişi her zaman kendini koruyan, gözeten ve ihtiyaçlarını onun için karşılayan kişilere yönelecektir. Bilinçli ya da bilinçsiz, ilişkilerde ya anne olur ya da çocuk. Dolayısıyla Ay’ın bu konumu bir erkeğin haritasında kişinin bilinçaltında kendi annesiyle evleneceğini gösterebilir. Anneye olan aşırı bağlılık ve onu yeterince kendi içine alamama, hayat boyu yanında bu karakterde bir kişi ile tamamlanma isteğine neden olacaktır. 7.evdeki Ay kişinin ilişkilerinde duygusal güvence istediğini gösterir. Koşulsuz sevgi verebilen, duygusal anlamda güçlü ve onları kanatları altına alabilecek eşler ararlar. İlişkilerinde anne sıcaklığı ve yakınlığı her zaman olmalıdır.
Ay’ın 7.evde olması kişinin duygularını kontrol etmekte zorlanmasına neden olacaktır. Kişi duygusal yönüyle barışık olmayabilir ve gerçek duygularını kabullenip sahiplenmesi zaman alabilir. Bu da onun duygularıyla barışık, hislerini iyi ifade edebilen kişilere yönelmesine neden olur. Ay’ın yapısı nedeniyle bu kişiler için ilişkilerde alışkanlıklar çok önemlidir. Kişi sırf alışkanlıklar yüzünden ilişki içinde bulunduğu kişiden kopmakta zorlanır. Bu tabi ki Ay’ın bulunduğu burca ve açılarına göre değişecektir, fakat yine de haritalarında bu konuma sahip kişiler eşlerini bırakmakta zorluk çekerler. Bunun en belirgin dışa vurumu, bu konuma sahip kişinin Yengeç Burcu ya da haritasında Ay’ı kuvvetli bir eşle beraber olmasıdır.
Diğer taraftan Ay’ın değişken yapısı, bu yerleşimdeki kişinin ilişkilerinde değişimlere ve çalkantılara neden olabilir. Bu kişilerin evlilik ve yakın ilişkilerinde iniş çıkışlara sıkça rastlanır. Bu özellikle, kişinin haritasında Ay’ın İkizler, Başak, Yay veya Balık burcunda olmasıyla daha belirgin bir hal alabilir. Ay alıcı bir özelliğe sahip olduğu için, dış etkenlerden fazlasıyla etkilenir. Mevcut tüm değişkenler bu alanı etkileyecektir. Dolayısıyla kişinin bu alanda istikrarı sağlaması oldukça güçleşir. Diğer taraftan Toprak Burcu bir Ay veya Satürn’ün güçlü etkileri bu alanda istikrarı sağlayabilir.
MERKÜR 7. EVDE
SÖZCÜKLERLE SATRANÇ OYNAMAK
Merkür haritada iletişimi nasıl sağladığımızı, nasıl bir konuşmacı olduğumuzu ve iletişim kurarken nelere dikkat ettiğimizi gösterir.
Merkür’ü 7.evde olan kişiler, genellikle zihinsel olarak güçlü kişilere yönelirler. Konuşkan, zeki, becerikli ve iletişim konusunda başarılı kişiler Merkür’ü 7.evde konumlanmış birine çekici gelecektir. Kişi, entelektüel kapasitesi güçlü kişilere ilgi duyar, çünkü eşiyle konuşmak ve yakın iletişim kurmak bu kişiler için çok önemlidir. İlişkiler önce arkadaşlıkla başlar ve bazen yakın ilişkiler içinde bile kişi arkadaş boyutunda kalabilir. Bu, haritadaki diğer öğelere bağlı olarak değişecektir, fakat bu konuma sahip bir kişi ilişkilerin entelektüel yönünü fazlasıyla önemsediği için duygusal ve cinsel boyuta geçmemeyi tercih edebilir. Bu yerleşim kişinin, İkizler veya Başak Burcu bir eşi olabileceğini göstermekle birlikte, Merkür’ü haritasında kuvvetli, Merkür’ü İkizler veya Başak Burcunda bulunan kişileri çekici bulabileceğini de gösterebilir.
Doğum haritasında bu konuma sahip bir kişi, kendi entelektüel kapasitesinin farkında olmayabilir. Bilgi, tecrübe ve iletişimle ilgili olarak daha çok eşinden beslenir. İletişim konusunda güçlü, keskin zekalı kişilerle beraber olarak kendi güçlü zekasını keşfeder. Kelimelerle satranç oynamaktan ne kadar hoşlandığının farkına varır.
Merkür’ün hareketi seven ve hareketli bir yapıda olması, bu konuma sahip kişilerin ilişkilerinin hareketli olmasına neden olacaktır. Özellikle Merkür değişken burçlardaysa, kişi uzun süreli ilişkiler içine girmekten kaçınabilir ve farklı şeyler öğrenebileceği farklı kişilere çekim duyar. Ancak sürekli kendini yenileyen ve farklı konularla ilgilenen, entelektüel kapasitesi güçlü kişiler bu konuma sahip biriyle uzun süreli beraberlikler yaşayabilir. Merkür’ü 7.evde olan kişi için zihinsel doyum çok önemli olduğu için, karşı taraf bunu sağladığı sürece ilişki devam edecektir.
VENÜS 7. EVDE
KENDİNİ SEVEBİLMEK
Venüs ilişkilerle bire bir nitelendirilen gezegendir. Ay gibi o da haritada dişi ilkeyi temsil eder, fakat Venüs’ün dişi enerjisi Ay’a nazaran daha fizikseldir. Venüs ve Mars ilişkilerdeki fiziksel enerjidir. Bu sebeple aynı zamanda cinsellikle de ilgilidirler. Venüs’ün haritadaki konumu çekim duyduğumuz şeyleri gösterir. Nelerden zevk alıyoruz, hangi konulara çekim duyuyoruz ya da başkalarını nasıl kendimize çekiyoruz… Venüs’ün burcu, bulunduğu ev ve açıları aşkı, sevgiyi ve ilişkileri nasıl değerlendirdiğimizi, nasıl ilişki kurduğumuzu gösterir.
Özellikle bir erkeğin haritasında Venüs, onun nasıl bir kadını çekici bulduğunu gösterecektir. Ay daha çok bilinçaltı, alışkanlıklar, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarla ilgiliyken, Venüs daha çok fiziksel ihtiyaçlarla ilgilidir. Bir kadının haritasında ise Venüs, kadın olarak kişinin kendini nasıl ifade ettiğini, nasıl ilişki kurduğunu ve karşı cinsi nasıl baştan çıkardığını gösterir. Her kadının içinde bir Afrodit vardır ve onu nasıl kullandığı diğer etkilere göre değişir. Aslan Burcunda yer alan bir Venüs etrafında hayranlar isterken, Başak Burcundaki Venüs tek bir erkeğin kalbinde olmayı tercih edebilir. Bunu ifade etmekte de oldukça utangaç davranacaktır.
7.ev Terazi Burcunun doğal evidir. Terazi Burcunun yöneticisi de Venüs olduğu için, Venüs burada yuvasındadır. Burada bütün gücünü ortaya koyar ve güçlenir, çünkü kendi doğal alanında yer almaktadır. Bu konuma sahip kişiler için ilişkiler doğal olarak çok önemlidir. Bu kişiler ilişkilerinin mükemmel ve uyumlu olmasını isterler. Eşler birbirine eşit, kendi üstlerine düşen sorumlulukları alabilen ve sağlıklı kadın-erkek ilişkisine sahip kişiler olmalıdırlar.
Bu konumdaki bir Venüs handikabı, kişinin mükemmel uyumu araması olacaktır. Bu sebeple küçük şeyler abartılıp büyütülebilir ve mutsuzluklar ortaya çıkabilir. İlişkiler, bu konuma sahip kişi için o kadar önemlidir ki, kişi her zaman daha iyisini ve daha mükemmelini arayabilir. Sanki hiçbir zaman yeterince tatmin olmaz ve sevgiye yeterince doymaz. Bir taraftan da ilişkilerde uyumu sağlayabilmek için fazlaca fedakarlıkta bulunabilir. Bu yine Venüs’ün bulunduğu burca ve açılarına göre değişecektir.
7.ev kendi içimizde olan fakat kabul etmekte zorlandığımız yönümüzü gösterdiği için, Venüs burada kişinin sevgi ve aşk duygusunu kendi içinde kabullenmekte zorlandığını, bunu ilk başta karşı tarafla olan ilişkileriyle, karşı cinste deneyimleyerek bulabileceğini gösterecektir. Venüs 7. evde doğal evinde olduğu için diğer gezegenlere oranla burada daha sağlıklı çalışacaktır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, nasıl kendini sevmeyen bir kişi başkalarını da sevemezse, başkalarını gerçek anlamda sevebilen bir kişi, kendisiyle de barışık biridir. Buradaki fark, kişinin kendini sevmeye başlamadan önce, sevgi duygusunu karşı cinsle yaşayacağı deneyimler sayesinde sağlıyor olmasıdır. Burada her ilişki kişiye ayna vazifesi görür. Karşılaştığı her kişi, hayatına giren her birey, ona kendisiyle ilgili bir özelliğini gösterir. Böylece, bu konuma sahip kişi, karşılaştığı kişilere duyduğu sevgi sayesinde kendinde sevdiği yönleri ve yaratıcı enerjiyi fark etmeye başlar. Erich Fromm Sevme Sanatı adlı kitabında şöyle der: “Esas itibariyle sevgi bölünemez; diğer sevgi ‘nesnelerine’ duyduğumuz sevgi, kendimize duyduğumuz sevgiden ayrılamaz.” Bu tanımlama herkes için geçerli, Venüs’ü 7.evde olan kişi için ise doğrudur. Bu konuma sahip kişi başkalarını severek, sevgi duygusunu geliştirebilir ve daha sonra bu sevgiyi kendisine de yöneltebilir.
Bu yerleşime sahip bir kişi, Venüs’ü haritasında güçlü olan, ilişkilerinde uyumlu ve yaratıcılığı yüksek kişilere çekim duyacaktır. Bu konum, Boğa veya Terazi Burcu eşler getirebileceği gibi Venüs’ü Güneş’iyle birleşen, Venüs’ü Boğa, Terazi ya da Balık Burcunda olan eşleri de sembolize edebilir.
MARS 7. EVDE
İFADE BULAMAYAN ÖFKE
Mars eril bir enerjidir. Güneş’ten farklı olarak daha agresif ve girişkendir, atıl değildir, aktiftir. Hareket, motivasyon, güç ve iradeyi, fiziksel çekimi ve aksiyonu anlatır. Venüs ile beraber aşkı ve cinselliği temsil eder. Dünyada kendimizi ifade ederken nasıl savaştığımızı, savaş sitilimizi ve tutkularımızı nasıl ifade ettiğimizi gösterir. Bir kadının haritasındaki Mars, onun çekici bulduğu erkek figürünü anlatır. Bir erkeğin haritasında ise kişinin eril gücünü nasıl ortaya koyduğunu, bunu nasıl kullandığını gösterir.
Mars’ın harekete geçmemiş ifadesi depresyondur. İçindeki Mars enerjisini dışarıya vuramayan kişiler kolaylıkla depresyona girebilirler. Bu, isteksizlik, halsizlik veya hiç bir şey için istek duymamak şeklinde kendini gösterecektir. Sahip olunan enerji ve öfke içe döner ve kişi kendi kendine zarar verebilir. Bazen enerjimizi nasıl ve niçin kullandığımızı bilemeyiz. Mars’ın 7.evde konumlanması kişinin kendi Mars enerjisini kabullenmemesine ya da bunu olumlu olarak kullanamamasına neden olur. Bu durumda depresyon gözlemlenecektir. Eğer kişi kendi iradesini, öfkesini ya da tutkularını karşı tarafa iletemezse bu hem onu hasta edecek hem de sürekli onunla zıtlaşan, öfkeli insanlarla yüz yüze gelmesine neden olacaktır. Bu konuma sahip kişi neden herkesin onun üstüne geldiğini, neden hiç bir şey yapmadığı halde eşiyle, ailesiyle, komşusuyla ya da patronuyla sorunlar yaşadığını, herkesin neden ona karşı bu kadar sinirli olduğunu merak edip durur. Kişi ne kadar pasif davranırsa durum o kadar vahim olacaktır. Çünkü karşılaştığı her öfkeli kişi ona, aslında kendi içinde hapsolmuş ama ifade bulamamış kendi öfkesini göstermektedir. Hatta bazen haklı olduğunu düşündüğü durumlarda bile ret edilme veya öfkeyle karşılaşacağını düşündüğü için kendini geri çekebilir. Bu durumda bu kişiler başkaları tarafından kolaylıkla yönetilebilirler. Karşılarındaki kişiler her seferinde üste çıkarak bu kişileri bastırıp kendi istediklerini yaptırabilirler. Halbuki bu konumdaki kişinin kendi iradesini ele alıp bireyselliğini ifade etmesi ve “Ben buradayım!” demesi gerekmektedir.
7.ev Mars için çok iyi bir yerleşim değildir. Burası Venüs’ün doğal evidir ve Mars burada kendine yabancı bir alanı deneyimler. Burada düşük durumdadır. Kişinin ilişkileriyle ilgili zorluklar, zıtlıklar yaşamasına neden olur. Kişi karşı taraftan hep muhalefet tepkiler alabilir ve sürekli dirençle karşılaşabilir. 7.ev kendi içimizde kabul etmediğimiz özelliklerimizi gösterdiği için Mars burada kabul etmek istemediğimiz ve bastırdığımız öfkeyi gösterir. Bu konuma sahip bir kişi görmezden geldiği tutkularını karşı cinsteki eşi sayesinde deneyimlemek ister. Bu yerleşime sahip kişi kendi içindeki mücadeleci, girişken, kavgacı, aktif ve atak tarafı bastırarak bu özelliklere sahip kişilerle ilişkiye girer. Bu sayede kendi içinde eksik kaldığını düşündüğü dürtüleri beraber olduğu kişiler sayesinde tamamlar.
Bu sebeple bu konuma sahip kişiler ilişkilerde heyecan arar. Oldukça hareketli ve kavgalı gürültülü ilişkiler yaşayabilir. Çoğu zaman ‘sinirli’ eşleri olur. Rekabeti, zıtlaşmayı seven kişilere çekim duyar. Kendi kavgacı ve rekabetçi taraflarını ortaya çıkaracak kişilerle beraber olarak dışarıya gösteremediği kimliğini arar.
Bu yerleşim kişinin Koç veya Akrep burcu bir eşle olmasına neden olabileceği gibi Mars’ı haritasında kuvvetli konumda, Mars’ı Koç, Akrep veya Oğlak Burcunda, Mars’ı Güneş’iyle ya da yükselen burcuyla kuvvetli açılar içinde olan kişilere çekim duymasına neden olur.
JÜPİTER 7. EVDE
NE KADAR ÇOK O KADAR İYİ
Jüpiter’in haritadaki anlamı genişlemektir. Yeni ufuklar keşfettiğimiz, kendimizi geliştirdiğimiz, öğrendiğimiz ve hayatın gülen yüzünü karşıladığımız alanı gösterir. 7.eve yerleşmiş olan bir Jüpiter, en basit anlamıyla kişinin ilişkiler sayesinde genişleme isteğini gösterecektir. Böyle bir kişi karşı tarafla kolayca ilişki kurar, çünkü zaten bu alanda öğrenmek istediği pek çok şey vardır. Bu alanda deneyimlere açıktır. Böylece kişi pek çok ilişkiye girecektir. Jüpiter sınırlarımızı kaldırdığımız ve onları aştığımız alandır. Dolayısıyla kişi kendi sınırsız yönünü deneyimleyebilmek için başkalarına ihtiyaç duyar. İlişkilerle ilgili olarak; “Ne kadar çok o kadar iyi” diyecektir.
Klasik olarak bakacak olursak Jüpiter 7.evde başarılı ilişkiler getirebilir. Kişinin eşi maddi olarak iyi durumda olacaktır. Aynı zamanda bilge bir kişi, guru, öğretmen, filozof veya düşünür de olabilir. Kişi içindeki Jüpiter’le kolay bir bağlantı içinde olmadığı için bu özellikleri yansıtan, gezip görmeyi ve ufkunu genişletmeyi seven kişilerle beraber olmak ister. Farklı din ve kültürlerden, yabancı uyruklu kişilere çekim duyabilir.
Sanki herkes bu kişiye güler yüzüyle yaklaşır. Bunun sebebi ise, bu kişinin kendi içindeki güler yüzü, başkaları vasıtasıyla deneyimlemek istemesinden kaynaklanır. Bu konuma sahip bir kişi, kendi içindeki erdemli bilgeyle iletişim halinde olmayabilir. Bu sebeple hayatı boyunca ona, bu yönünü gösterecek kişilerle karşılaşacaktır. Böylece kişi hayatı, evreni ve yaşamın gerçeklerini ilişki içinde bulunduğu kişiler sayesinde öğrenir. Karşılaştığı her insan, yakın beraberlikler yaşadığı herkes onun için yeni bir kitap gibidir. Ona yeni şeyler katacak, kendi hakkında biraz daha ipucu verecektir. Bu sebeple kişi sırf yakınlık kurmak adına pek çok farklı ilişkiye girebilir. Tabi bu yine Jüpiter’in bulunduğu burca ve açılarına göre değişecektir. 7.evde başka gezegenler de varsa, onların da Jüpiter’le birlikte incelenmesi gerekir. Örneğin; aynı evde yer alan bir Satürn burada ilişki sayısını kısıtlayabilir.
Bu konuma sahip kişiler haritasında Jüpiter’i güçlü, Yay veya Balık Burcu ya da haritalarında kişisel gezegenleriyle Jüpiter’in kuvvetli açıları olan kişilere çekim duyabilirler.
SATÜRN 7. EVDE
SORUN MU SORUMLULUK MU?
Satürn, Jüpiter’in tersine bulunduğu evde kısıtlamalar getirir. Hayatta zorlandığımız, kendimizi kısıtladığımız alandır. Kader ve karmayla ilgili olan gezegendir. Zaman tanrısıdır. Hayatta karşılaştığımız zorlukları, ertelemeleri, limitleri ve kısıtlamaları gösterir. Öz disiplini ve izolasyonu sembolize eder. Haritamızda bizi zorlayan ve güç sarf ettiğimiz alandır.
Satürn ders almakla ilgiliyken, 7.evdeki konumu kişinin ilişkiler sayesinde hayatı öğreneceğini ve hayat derslerini alacağını gösterir. Bu konum aynı zamanda kişiye bu alanda sorumluluk ve ciddiyet de verecektir. Satürn bu evde ilişki sayısını azaltır. Kişi karşı tarafa güvenmekte ve açılmakta zorlanır. Bu kişi için duyguları açmak oldukça zordur.
Satürn’ün kısıtlayan etkisi bu evde ilişki sayısında kısıtlama getirecektir. Jüpiter’in 7.evdeki konumunun aksine bu yerleşime sahip bir kişi hem geç yaşta ilişkiye girecektir hem de ilişki sayısı diğer kişilere nazaran çok daha az olacaktır. Satürn’ün bu konumu yaşça büyük ya da ciddi, Oğlak karakterli bir eş getirebilir. Bu yerleşime sahip kişilerin ilişkilerinde ‘doğal eşitlik dengesi’ mümkün olmayabilir. Satürn’ün bulunduğu burç ve açılarına bağlı olarak kişi erken yaşlarında ebeveyni ile doğal hiyerarşik ilişkisini sağlıklı olarak yaşamamış olabilir. Ebeveynle yaşanan doğal hiyerarşik ilişkide çocuk her zaman ‘alan’ taraftır ve ebeveyn de ‘veren’ taraf olur. Çocuk küçük ve acizdir ve ebeveynin korunmasına ihtiyaç duyar. Doğal olarak da anne ve baba çocuğun bakımını üstlenir. Fakat herhangi bir nedenden dolayı bu denge bozulursa ve çocuk erken yaşta ebeveynine bakma sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalırsa, ebeveyn zayıf konumda kalır ve çocuk da güçlü konumda olursa bu denge bozulur. Örneğin; anne ya da baba çocuk küçükken hastadır ve çocuk ya onlardan birinin bakımını üstlenir ya da aile düzeni içinde yapması gerekenden çok daha fazla sorumluk almak zorunda kalır. Bu senaryo özellikle Satürn’ün zayıf konumunda gözlemlenebilir. Bununla birlikte eğer Satürn 7.evde konumlanmışsa, kişi ileriki yıllarda eşiyle sağlıklı olmayan ilişkiler kuracaktır. Çünkü aile içinde sağlıklı bir ilişki geliştirememiştir. Eşle kurulacak sağlıklı bir ilişki, ebeveynle olanın aksine eşit olmalıdır. Yani alan ve veren taraf eşit olmalıdır, ebeveyn ilişkisindeki gibi farklı değil… Eşle olan sağlıklı ilişkide, Venüs ve Terazi Burcunda olduğu gibi ilişki içinde hep bir denge ve denge arayışı olmalıdır, yoksa ilişkide sorunlar çıkabilir.
Halbuki Satürn’ü 7.evde olan bir kişi güvenlik arayışı içindedir. Yani yaşça kendinden büyük, sorumluluk sahibi bir eş seçerek, çocukluğunda tatmadığı ebeveyn desteğini ilişkisine yansıtır. Anne babasına karşı yetişkin rolü üstlenmiş ve erken yaşta onlara karşı sorumluluk almışsa, eşiyle de çocuk olacaktır. Dolayısıyla ona anne ya da baba olacak bir kişi arar. Satürn’ün astrolojideki diğer bir anlamı ise ‘Otorite Figürü’dür. Satürn’ü 7.evde olan bir kişi kendi içindeki otoriteyle bağlantıda değildir. Eğer bu kişi erken yaşta sorumluluk alan bir kişiyse, hazır olmadan üstlendiği bu rol kendine bir kaç beden büyük gelmiştir. Sağlıklı bir hiyerarşik düzenin nasıl olduğunu göremediği için bunu kendi içinde oluşturmakta da zorlanır ve ilişkilerinde de hep aradığı bu olur.
Diğer taraftan Satürn’ün bu konumu, kısıtlayıcı etkisinden dolayı evlilikle ilgili olarak duygusal yakınlığı zorlaştırır. Kişi evliliği sorumluluk, sosyal bir mecburiyet ya da toplum içinde kendine bir konum edinmek için isteyebilir. Evlilik bu anlamda kurumsal olarak iyi çalışacak, uzun ömürlü ve sağlam olacaktır, fakat gerçek duygusal yakınlık ve aşktan uzak olabilir. Tabi bütün bu etkiler Satürn’ün bulunduğu burca, açılarına ve 7.evde Satürn’den başka bir gezegen olup olmadığına göre değişecektir. Eğer 7.evde başka bir gezegen yoksa, Terazi ve Boğa Burçları haritada güçlü değilse, Ay ve Venüs olumsuz konumdaysa kişi kolay kolay ilişki kurmak istemeyecektir. Böyle bir kişi ilişkilerinde aşırı sorumluluk hissedebilir. Bu konuyu çok ciddiye almak ilişkileri yorucu bulmayı beraberinde getirecektir. İlişkiler bu kişiler için mutluluktan çok mutsuzluk kaynağı olabilir, çünkü kişi hayat derslerini ilişkileriyle ilgili yaşayacaktır. Doğum haritasında bu konuma sahip bir kişi için 30 yaş önemli bir dönüm noktası olabilir. Kişi ‘Satürn Dönüşünü’ bu yaşta yaşadıktan sonra ilişkilerle ilgili sorumluluklar alabilir ve bu dönemi atlattıktan sonra da ilişkileri gençlik dönemine nazaran çok daha olumlu gelişebilir.
Yine haritadaki diğer etkilere bağlı olarak, kişi duygularını kapatabilir. Birebir ilişkilerinde duygulardan çok sorumluluk ön planda olacaktır. Bu sebeple bu konuma sahip bir kişi, Satürn’ü haritasında güçlü kişilere çekilecektir. Böylece duygusal yakınlık zorunluluğu ortadan kalkacaktır ve daha ciddi, sorumlu ve hiyerarşinin olduğu ilişkiler yaşanabilecektir.
***
Önümüzdeki ay ‘Aşkın Anatomisi II’ adlı yazımızda 7.evdeki kolektif gezegenlerin anlamı ele alacağız. Uranüs, Neptün, Plüton ve Kiron’un 7.evde nasıl ilişkiler getirdiğine değineceğiz.
(Çeviren: Meral Bolak. MİA Basım Yayın ve Tanıtım Hiz. San. Tic. Ltd. Şti, 2006)
– Erich Fromm, Sevme Sanatı (Çeviren: Özden Saatçi-Karadana. İlya Basım Yayın ve Özel Eğt. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti, 2003)
– Penny Thornton, Synastry, (Aquarian Press, England. 1982)
Yazım tarihi: 2006, İstanbul
Bu yazının tüm hakları saklıdır. İzin almadan hiç bir şekilde kullanılamaz. FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU UYARINCA KISMEN VEYA TAMAMEN BU SİTE, E-BÜLTEN VE E-POSTA İÇERİĞİNİN ESER SAHİBİNİN İZNİ OLMAKSIZIN KOPYALANMASI, YAYIMLANMASI VE DAĞITIMI HUKUKİ VE CEZAİ YAPTIRIMA TABİ OLUP, AYKIRI DAVRANANLAR ALEYHİNDE GEREKLİ TAKİBATIN YAPILMASI GEREKLİ HALE GELİR.